Kelimeler Kaybolduğunda…
Kelimelerim kayıp bu aralar. Kimisi çok kullanılmaktan yıprandı, kimisi kullanılmamaktan küsüp beynimin ücra köşelerine taşındı sanırım. Yoklar!! yoklar işte.. Anlatamıyorum,yazamıyorum. Dans ederlerdi eskiden beynimin içinde. Kalemi elime alır almaz kalemin ucundan dökülmeye başlarlardı sıra gözetmeksizin. Ben kafamı kaldırana kadar sayfalarca yazmış olurdum. Boş kahve fincanını hala içmeye çalışırdım bu arada da. Şimdi ne oldu peki ? Evlenip çoluk çocuğa karışınca hayal gücüme sınır mı koydum ?
Aslaaa .. Kitap mı okumuyorum? Hayırrrr! okuyorum. Hergün 1 saat kitap okuyorum. Bu aralar Katre-i Matem var elimde İskender Pala’nın. Öncesinde Aşk vardı Elif Şafak’ın. Daha öncesinde Veda Ayşe Kulin’in. Geçen öğlen arasıydı kardeşim aradı “Napıyorsun?” dedi “Kitap okuyorum” dedim. Bravo dedi kitap okumayı da beceriyorsun ya bravooooo. Yaşlanıyor muyum yoksa diyeceğim ama daha yolun yarısına gelmeden yaşlanılır mı ? Mesnevi’yi anlatacağım ısrarla Marifetname diyorum. 2010 dosyalarında diyeceğim 2007’ye bakın diyorum. Bir de böyle bir karmaşa var.
Bahar yorgunluğu dediğinizi duyar gibiyim. Ama yorguluğun “y” sini bile duymak istemiyorum. Çok şey var yapmak istediğim daha Eya ‘ya gideceğim cheescake’imle. Trüf yapacağım. Anneler günü geliyor tasarladığım pastalar var. Çok yer var gitmek istediğim. Önümüzdeki ay bir İstanbul seyahati var bir Bolu. Çok şey var okumak istediğim. Kitabımı bitirir bitirmez Mesnevi’ye başlamak istiyorum. Çokkkk çalışmam lazım çokkk yorgunluk demeyin bana.
Gelin size güzel bir gözleme hikayesi anlatayım yorgunluğu unutturmak için..
Gözleme bana hep çocukluğumun Elmalı’sını hatırlatır. Yazlarımız Antalya,Elmalı ve Finike arasında geçerdi. Rahmetli dedeciğimde sağdı o zamanlar. 5 teyzem var annemle 6 . Hepside birbirinden *kodespana. Eski kadınlardandır tüm teyzelerim. Hani o yorulmak nedir bilmeyen, ekmeğini taştan çıkaran, anne değil dolu dolu “ana” denilen kadınlardan. Sabah’ın kör saatlerinde kalkar hamuru yoğurur, ocağı yakar , sacı atar üstüne, bir güzel gözleme yaparlardı ve yufka ekmeği. Mis gibi terağlı gözleme kokusuna uyanırdık. Pazar ekmeğinin rağbet görmediği zamanlardı. Yufka ekmeği varken kim ne yapsın mayalı pazar ekmeğini. Bir de tahinli katmer yaparlardı ki o sacın üstünde ah ben daha ne diyeyim. Şimdi size benim pazar sabahı gözlememi anlatacağım. Yukarıdaki yazıya yakışmayacak ama napalım elde olan bu..
Malzemeler;
- 4 adet yufka
- 2 adet kabak
- 1 adet havuç
- 2 adet patates
- 200 gr. beyaz peynir
- sıvı yağ
- tuz
- Sebzeleri rendeleyin. Önce havuç ve patatesi az yağda kavurun ocaktan indirmeye yakın kabakları ve tuzunu ilave edin. Soğumaya bırakın. Peyniri rendeleyin ve ılınmış karışımın içine ilave edin. (Tuzu, peynirinizin tuzuna göre ayarlayın.)
- Yufkaları ortadan ikiye bölün. Herbir yufkanın içine hazırladığınız sebzeli karışımdan dökün ve kare olacak şekilde yayın. Açıkta kalan kenarları üzerine kapatın
- Teflon tavayı ocağa koyup ısınmasını bekleyin ısındıktan sonra bir çorba kaşığı sıvı yağ döküp hazırladığınız yufkayı üzerine koyun. ve alt üst yaparak pişirin.
- Eğer resimdeki gibi kabarmasını istiyorsanız ; gözlemelerinizi,elinizle sürekli saat yönüne ve tersine çevirin ve sık sık alt üst yapın. Bu da püf noktası.
Afiyet olsun
Sevgiler,